Soyadlarımız Nereden Geliyor?

Ocak’ta doğdum. Emek verdiğim mermer ocağında değil; 1977’nin Ocak ayında.

Doğduğumda Süleyman Demirel, Başbakan’dı. Rauf Denktaş, Ada’da çözüm yolu için çabalıyordu. Ahmet KAYA, ilk kez Ruhi Su türküleriyle müziğe adım atmıştı. 8 filmde birden rol alan en iyi kötü adam Erol Taş’ın popüler olduğu yıldı. İzzet Altınmeşe ve Nuray Hafiftaş, türküleriyle meşhurdu o dönemler. Gençlik dönemimde İzel-Çelik-Ercan 3’lüsü yeni meşhur olmaya başlamıştı.

2002’de; sadece Fenerbahçe’de değil, dünyada da tek bir takımda 1 numaralı formayı en uzun süre giyen isim; Volkan Demirel, tuttuğum takıma transfer olmuştu.

Fark ettiyseniz dayanıklılığı ifade eden maden ve metaller adlarımızı süslemiş. Nedeni de yaşadıklarımız. Orta Asya’da göçebe bir hayat tarzını benimseyen atalarımız, coğrafyanın zorluğuna karşı dayanıklı oldu.
Zor yolları kat ettiler. Zamanla kaya ve taş kadar güçlü oldular. Demir kadar dirençli, çelik kadar dayanıklı… Dayanıklılığımızı soyumuz hediye etti. Bir de soyadlarımızı.

Nüfus İşleri Genel Müdürlüğü’nün verileri bunun özetiydi. Dünyanın aksine, maden ve taşa yönelik en fazla soyadını kullanan ender ülkelerdeniz. Düşünün, en fazla kullanılan 4 soyadından 3’ü toprak ve madenle ilgili. Demir, Kaya ve Çelik

Bendeniz; Rüstem Çetinkaya.